Yeni Türk Ticaret Kanunu pek çok alanda önemli değişiklikler getirmiştir. Bunlardan biri de ANONİM ŞİRKETLERDE DENETİM MAKAMIDIR.
Yeni kanuna göre artık şirket denetçileri bağımsızdır. Denetçiler şirketin bir organı değildir ve organı olmaktan kaynaklanan hak ve organsal yetkileri yoktur. Denetçilerin, şirket yönetim kurulu aleyhine açılan davalarda, şirketi temsil etme imkanı ve genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma imkanları da yeni kanunla yok olmuştur.
Yeni yasaya göre A.Ş. lerde genel kurulu kimler davet eder?
Her zaman olduğu gibi yönetim kurulu, AŞ. genel kurulunu hem olağan hem de olağanüstü olarak toplamaya yetkilidir. Hatta görev süresi olan yönetim kurulu bile, genel kurulu davet yetkisini elinde tutmaktadır yani görev süresini tamamlayan yönetim kurulu, ilk genel kurula kadar tüm görev hak ve yetkilerini sürdürmektedir. Eski kanunda bu konuda açık bir hüküm olmadığı için bu boşluğu yargı kararları ve bazı yönetmelikler doldurmaya çalışmakta iken, yeni kanun bu hususu netleştirmiştir.
Üstelik süresi dolan yönetim kurulu genel kurul gündemine gerekli gördüğü tüm konuları koyabilecektir, halbuki Eski Ticaret Kanunu döneminde, süresi dolan yönetim kurulunun hazırlayacağı genel kurulun tek gündem maddesi, yeni yönetim kurulu seçimi olabiliyordu.
Peki düzenli toplanamayan bir yönetim kurulu varsa veya düzenli toplanabilecek bile olsa, çoğunluk sağlanamıyorsa veya artık çoğunluk sağlanmasına kesin olarak imkan kalmamış ise ne olur?
Bu halde yeni kanuna göre TEK BİR PAY SAHİBİ bile genel kurulu toplantıya çağırabilir. Bunu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden istemelidir, dilekçesine genel kurulu toplantıya neden davet ettiğini yazmalıdır, varsa bunun delillerini ortaya koymalı, dilekçesine eklemelidir, yani genel kurulu davet sebebini kanıtlamalıdır, ayrıca dilekçesinde önerdiği gündem maddelerini de belirtmelidir. Mahkeme talepte bulunanı haklı görürse, genel kurul işlemleri için bir kayyum atayacaktır. Mahkemenin bu konuda vereceği olumlu veya olumsuz karar kesindir, yani temyiz edilemez.
Gelelim Azlığın durumuna;
Esasen azlığın Eski Ticaret Kanunu’na göre de genel kurulu toplantıya çağırma imkanı vardı, ama bu imkan sözde var, özde yoktu. Çünkü bu hakkı kullanmak neredeyse imkansız idi. Zira eski kanunun bu konuyu düzenleyen maddesi detaysız ve genel idi. Bir kere azlığın talebinin ne zamana kadar yapılacağı belirsiz idi, bunu gidermek için yeni kanunda “ilan ücretinin sicile yatırılmasına kadar” denilerek süre belirlendi, böylece zaman ve takiple ilgili ispat zorluğu giderildi. Yine eski kanuna göre azlığın çağrısını yönetim kuruluna nasıl ileteceği de belirsiz idi, oysa azlık yönetim kuruluna sözünü dinletmedi ise mahkemeye gidecektir ki mahkeme de yönetim kuruluna başvurulup başvurulmadığını veya hani tarihte başvurulduğunu araştıracaktır. İşte burada azlık için yönetim kuruluna başvurma konusunda bir dizi ispat zorluğu çıkmaktadır. Eski kanunun doğurduğu bu sorunları ortadan kaldırmak için yeni kanun durumu netleştirdi ve azlığın yönetim kuruluna başvuru şeklini “noter ihtarı” olarak belirledi. Eski kanuna göre yönetim kurulu azlığın talebini kabul etse bile, genel kurulu ne zaman toplayacağı belli değildi.Yani iş tamamen yönetim kurulunun keyfine kalıyor, bazen yönetim kurulu genel kurulu aylar sonra toplayabiliyordu.Yeni kanun bu muğlak duruma da son verdi ve yönetim kurulunu, çağrıyı kabul tarihinden itibaren 45 gün içinde yapılacak şekilde genel kurulu davet etmekle görevlendirdi .
Burada 2 hususa dikkat edelim.
1- “Çağrıyı kabul tarihinden itibaren” dendiğine göre yönetim kurulu kabul veya red kararını kaç gün içinde vermelidir? Yeni kanun bu süreci netleştirmiş ve 7 iş günü olarak belirlemiş ki artniyetle süreç uzatılmasın. 2- 45 gün içinde ilk toplantının yapılması yeter mi? veya çoğunluk sağlanamaması halinde tekrarlanacak olan 2.toplantı da bu süreçte mi yapılmalı ? Kanun açıkça “yapılacak şekilde” dediğine göre, yönetim kurulu, 45 gün içinde, ilkinde çoğunluk sağlanamadığı için tekrarlanacak 2.toplantı da sığacak şekilde planlama yapmalıdır.
Demek ki yönetim kurulunun, azlığın talebini kabul etmiş ama 45 gün içinde genel kurulu yapmamış olması halinde, GENEL KURULU DAVET HAKKI AZLIĞA GEÇER.
Peki azlık bu daveti nasıl yapacak ? Bu noktada azlığın bazı müşkülatları olacak , örneğin bu daveti yapması için şirket defterine ihtiyacı olacak, şirket merkezini kullanması gerekecek, hazırun cetveli hazırlanması için pay defterini görmesi gerekecek vb. gibi. Bu tür iş ve işlemlerde yönetim kurulunun yardımına ihtiyaç duyacak. Bütün bu işler sırasında, hakim ortakların istemez halleriyle mücadele etmesi gerekecek, bunu nasıl aşacak ?
Kanun açıkça “çağrı hakkı azlığa geçer” dediğine göre yönetim kurulunun azlığa genel kurul davetinde yardımcı olması bir kanuni zorunluluk, kanunla belirlenen bir görevdir. Eğer yönetim kurulu bu görevinde ayak diretirse azlık bu halde mahkemeye başvurabilecektir. Yine şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine gidecek ve Kayyım atanmasını isteyecektir.
Diğer akla gelebilecek soru da şudur; yönetim kurulu azlığın genel kurul toplanması ve veya toplanacak genel kurula gündem maddesi ilavesi talebini ;
1- 7 iş günü içinde olumlu cevapla yanıtlamazsa 2- Veya 7 iş gününde olumsuz cevap verirse ne olacak ?
Bu azlık için yolun sonu değil, bir ara duraktır, çünkü azlık bu durumda derhal yargıya gidebileceklerdir. Bu halde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine başvurabilecektir, mahkeme dosya üzerinde inceleme yapacak ve azlığı haklı bulursa bir kayyum atayacak, bu kayyum vasıtasıyla gündemi düzenleyip, çağrıyı yaptıracaktır. Mahkeme bu taleple ilgili olarak dosya üzerinde inceleme ile karar vermekle yükümlüdür, ancak bir zorunluluk gördü ise, bunu da kararında açıklayarak duruşma günü verecek bu günde şirketi davet edip temsilciyi dinleyebilecektir ancak bunları da ivedilikle yapmak zorundadır. Yine mahkemenin kararı kesindir, temyizi kabil değildir.
Başka kimler genel kurulu toplantıya çağırabilir ?
Nihayet yeni kanundaki bir yeniliğe daha değinmek isterim; Yeni kanuna göre Tasfiye memurları da genel kurulu toplantıya çağırabilmektedirler ama bu toplantının tek gündem konusu tasfiye olabilecek, başka bir gündemi olamayacaktır.
Görüldüğü üzere Yeni Ticaret Kanununa göre, artık A.Ş.lerde azınlık olmak hatta tek pay sahibi olmak bile bir anlam ifade etmektedir.
Av.Aysun NALBANT