Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, ticarete neler katacak?

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, ticarete neler katacak?

6563 sayılı kanun 23.10.2014 tarihinde TBMM Kabul edilmiş ve 27.11.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Kanunun 15. Maddesindeki düzenleme gereğince de, 01.05.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

“Elektronik ticaret” yada kısaca “e-ticaret “ olarak adlandırılan bu ticareti tanımlamak gerekirse; “tarafların fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin , elektronik ortamda çevrimiçi gerçekleştirdikleri her türlü iktisadi ve ticari faaliyettir” şeklinde ifade edebiliriz. Buradaki en temel unsur ticaretin elektronik ortamda ve çevrimiçi yapılmasıdır.

Sözkonusu bu kanun, e-ticaret yapan firmalara bilgilendirme, sipariş, elektronik ileti gönderme ve kişisel verilerin korunmasına dair yeni ve ayrıntılı hükümler getirmektedir.

Kanundaki düzenlemeye göre, sipariş alınması işleminde, alıcının sözleşme şartlarını ve ödeyeceği bedeli önceden görmesi, bir önkoşuldur. Alıcının siparişi üzerine, siparişin alındığının (ulaştığı), elektronik iletişim araçları ile e-ticareti yapan tarafından teyit edilmesi gereklidir.

E-ticaretle yapılan işlemlerde; ticareti sunan (satıcı, hizmet veren gibi) gerçek yada tüzel kişinin açıkca belirlenebilir olması için tüm bilgilerin internet ortamında bulunması zorunludur.

Hepimiz için, telefonlarımıza hergün onlarca kez gelen, tanıtım yada kampanya bilgisi içerikli sms ler hakkında, kanunla nasıl bir düzenleme getirildiği merak konusu idi.

Kanun bu hususu şöyle düzenledi;

Müşteriye/alıcıya gönderilecek tüm elektronik iletilerde (e-posta, sms… gibi), önceden müşterinin/alıcının onayını almak zorunludur.Bu onayın, yazılı yada her türlü elektronik iletişim aracılığı ile olmasında sorun bulunmamaktadır. Ve, müşteri/alıcıdan alınan onaya uygun içerikte ileti gönderilmesi de bir diğer zorunluluktur.Müşteri/alıcıya gönderilen iletilerde, göndericinin tanınması bakımından göndericiye ait telefon numarası, faks numarası, e-posta adresi gibi bilgiler bulunmak durumundadır.

Kanun ile getirilen bu düzenlemeler sebebiyle, artık telefonumuza gelen kısa mesajlarda, göndericiye ait mersis numaralarının bulunduğunu görmekteyiz.

Peki müşteri/alıcılar, sürekli ileti almaya mahkum mudurlar ?

Elbette ki hayır. Müşteri/alıcılar, hiç bir sebep göstermeksizin diledikleri zaman ileti almaktan vazgeçebilirler. Bu vazgeçme beyanının iletiyi gönderen tarafa kolay ve ücretsiz olarak ulaşması asıldır. Bunu sağlamakta, iletiyi gönderen tarafa aittir.

Kanundaki bu düzenlemelere uymayanlar nasıl bir yaptırımla karşılacaklardır?

Kanunda her bir maddeki düzenlemeye ilişkin, çeşitli para cezaları getirilmiştir. Örneğin, müşreti/alıcının isteğine aykırı olarak kendisine kısa mesaj gönderilmesi durumunda , gönderene Bin Türk Lirası’ndan Beş Bin Türk Lirası’na kadar para cezası verilebilecektir.

Peki gelmesini istemediğimiz iletilerin, ısrarla gönderilmesi durumunda neler yapmamız gerekir ?

Tarafımıza istemediğimiz bir ileti geldiğinde, öncelikle bu iletinin ekran görüntüsü kaydedip, konu ile ilgili şikayetimizi http://tiss.gtb.gov.tr adresine online olarak göndermemiz gerekecektir.

Şikayetimizin değerlendirilmesinde ekran görüntüsü mutlaka isteneceğinden, sözkonusu şikayet sonuçlanıncaya kadar ekran görüntüsünü silmememiz gerekmektedir.

Bazı mesajlarda görüleceği üzere, iletiyi engellemek için bir siteye girip form doldurması istenmektedir. Bu şekilde form doldurmanın, iletiyi engelleyici bir fonksiyonun olmadığını düşünmekteyiz ve ayrıca da tarafınıza ait e-posta yada başka bilgilere ulaşılmasına sebep olacağını düşündüğümüz için, bu yolu kesinlikle önermemekteyiz.

Av.Fatma KARATAŞLI